Kocaeli: Türk’ün unutulmuş yurdu yeniden ayağa kalkıyor

Anadolu’nun her karış toprağı, bize bu gerçeği haykırırken, bazıları hâlâ bu sesi duymamakta ısrar ediyor.

Oysa artık inkâr edilemez bir gerçek var: Bu topraklar, Bitinya'dan ya da Roma’dan çok daha önce Türk'ün yurdudur.

Bugün, bu gerçeğin en net örneklerinden biri Kocaeli’nde ortaya çıkıyor.

Evet, yanlış duymadınız. Sadece sanayisiyle, limanlarıyla ya da İstanbul’a olan yakınlığıyla değil; tarihimizin en eski izlerini taşıyan bir şehirle karşı karşıyayız.

Birileri hâlâ Anadolu’daki Türk varlığını Malazgirt’le sınırlamaya çalışırken, kazılar ve tarihi araştırmalar tüm bu safsataları yerle bir ediyor.

İşte Kocaeli’nde yapılan son çalışmalar, bu büyük gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor. Halıdere’de, halk arasında “Manastır Tepe” olarak bilinen bölgede ortaya çıkan kalıntılar, buranın bir manastır olmadığını, çok daha eski bir tarihin taşıyıcısı olduğunu kanıtlıyor.

Saka’dan İskit’e, Türk’ün Kökleri Yeniden Doğuyor

Bu toprakların asıl sahiplerinin kim olduğunu anlamak için derinlemesine bir bakışa ihtiyaç yok. Saka ve İskit kültürünün Anadolu’daki izleri artık bilimsel verilerle destekleniyor. Kocaeli’nde yürütülen kazılar, Bitinya İmparatorluğu’ndan çok daha önce burada Türklerin var olduğunu gözler önüne seriyor. Balballar, kaya resimleri ve çeşitli kalıntılar, Anadolu’nun binlerce yıldır Türk yurdu olduğunu haykırıyor.

Bu önemli çalışmalar, sadece birkaç akademisyenin ya da tarih meraklısının çabası değil.  yürütülen bu çalışmalar, Kocaeli’nin tarihini yeniden yazmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk milletinin kadim geçmişini de gün yüzüne çıkaracak. Vizyon Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin öncülüğünde ve Kocaeli Turizm Derneği ile başlayan bu çalışmalar, Anadolu’nun tarihini yeniden şekillendirecek potansiyele sahip.

Turizm mi? Hayır, Bu Bir Kimlik Meselesi

Elbette bu çalışmaların Kocaeli’nin turizm potansiyeline katkı sağlayacağı açık. Kocaeli Turizm Derneği Başkanı Soner Kılıç’ın da belirttiği gibi, şehrin ekonomisi ve kültürel değeri bu keşiflerle büyüyecek. Ancak buradaki asıl mesele ekonomik kazanç değil; bu, bir kimlik ve var oluş meselesidir.

Anadolu’nun ruhunu anlamadan, bu topraklarda nasıl bir gelecek inşa edilebilir? Türk kimliği, sadece Osmanlı’nın mirasıyla sınırlı değildir. Bizim tarihimiz, Göktürklerden, Hunlardan, Saka’dan ve İskitlerden süzülen bir nehirdir. Bu nehir, Anadolu’nun her karışında iz bırakmıştır ve şimdi Kocaeli’nde bu izler bir kez daha ortaya çıkıyor.

Anadolu’nun Gerçek Tarihini Anlama Zamanı Geldi

Bugüne kadar bize hep aynı masallar anlatıldı: “Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te açtık.” Bu yanlış anlatılar, Türk milletinin hafızasını dar bir kalıba hapsetti. Oysa biz Malazgirt’le gelmedik bu topraklara; biz zaten buradaydık. Kocaeli’nde ortaya çıkan buluntular, bu gerçeği bir kez daha kanıtlıyor.

Bu topraklarda Saka’dan İskit’e, Göktürk’ten Oğuz’a kadar pek çok Türk boyunun izleri var. Balballar, yalnızca mezar taşı değil; bir milletin, bir medeniyetin imzasıdır. Şimdi bu imzalar Kocaeli’nde yeniden okunuyor.

Son Söz: Tarihe Sahip Çıkmazsak, Geleceğimiz Olmaz

Kocaeli’nde başlayan bu çalışmalar, sadece bir kazı projesi değildir. Bu, milletimizin kadim geçmişini yeniden keşfetme, köklerimize sahip çıkma ve Türk kimliğinin Anadolu’daki derin izlerini ortaya çıkarma mücadelesidir.

Eğer geçmişimizi unutursak, geleceğimizi başkalarına bırakırız. Bugün Kocaeli’nde yapılan çalışmalar, sadece bu şehrin değil, tüm Türkiye’nin hafızasını tazelemek için bir başlangıçtır.

Bu toprakların her karışı Türk’tür ve öyle kalacaktır. Şimdi görevimiz, bu gerçeği sadece hatırlamak değil, tüm dünyaya ilan etmektir.

Çünkü tarih, unutanları değil; köklerine sahip çıkanları yazar.