Marmaris Marmaris olalı böyle zulüm görmedi!

Serbest piyasa ekonomisine geçişten ve yabancı paranın ekonomiye girmesinden sonra yavaş yavaş başlayan turistik işletmelerin inşası ve çoğalması, 80'li yıllardan sonra ani bir yükselme hareketi gösterirken, yabancı turistlerin Türkiye'ye olan ilgisi ile birlikte kontrolsüz olarak arttı yerel yönetimlerin aşırı sorumsuzluğu ile de her belde tıkış tıkış inşaatlarla ,beton kentlere dönüştü .Yetmişli yılların sonu, üniversite öğrencisi iken Ege'ye ve Akdeniz gezilerine katılmış ,bugün çok meşhur olan Turizm kentlerimiz henüz betonla tanışmamışken görmüş ve fotoğraflamıştım .Bu güzel beldeleri bir gün Turizm adına katledileceğini  nereden bilebilirdim .Bu gezilerden birinde üniversite öğrencisi olarak Marmaris'te bulunuyorduk. Marmaris'in tam içine iskelelere doğru kıyı şeridi, yol için açılmış ve ince bir beton şerit yapılmaya başlanmıştı. Henüz her yer toz topraktı. Sokaklar henüz köy tadındaydı.

   Sadece bugünkü Turizm bürosunun bulunduğu bölgede 1-2 Sokak  turistik dükkanlarla doluydu, diğer sokaklarda lambası bile olmadığından henüz geceler ışıl ışıl değildi.                  Marmaris'te gündüzün sokak aralarından geçerken orada yaşayan bir teyzenin bize çıkışını hiç unutmam. Uzun saçlı kısa şortlarla boynunda fotoğraf makineleri ile hızlı erkekli dolaşırken bizi gören teyzemiz; gelmeyin buralara bozacaksınız buraları turist murist istemeyiz, bizi huzursuz etmeyin gidin! Diye azarlamıştı!

 Bizim genç aklımız onun ileriyi gören öngörüsü düzeyinde  olmadığından gülmüştük ve ilerlememizi istemeyen bir köy kadını diye küçümsemiştik

  O sözleri. Çok değil 25-30 senede Marmaris'in turistik bir kentten rant için fütursuzca, vahşice yapılmış binalarla denizi yeşili parselleyen soyguncu işletmelerle, her Sokağı pazar yerine çeviren ,turizmle ihanet eden satıcı ve dükkanlarla dolduğunu, içimiz acıyarak gözümüz yaşararak izliyoruz.

    Köylülükten kentliliğe aniden geçen bilinçsiz bir işletmeci ve belediyeci zevatı turizmin amacını yok sayıp,

gelenlere yüksek fiyatla ne satarız ,3 ayda ne vururuz !diye hesap yaptıklarından olsa gerek ,her Turizm kenti tatil ve dinlenme yeri olmaktan istifa edip küçük bir İstanbul olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir .Turizm Bakanlığının adına uygun şekilde sadece baktığı yasa dışı şehirleşmeyi yozlaşmayı önlemekten aciz olduğu ,yerel yönetimlerin ise bu bozulma ve yozlaşmanın işbirlikçisi olduğu bu güzel turistik Doğa harikası coğrafyamız bana hep ; tepesine kadar kapı aralıkları ,merdivenleri bile insan dolu Hint otobüslerine hatırlatıyor hep .Turizm firması işlettiğim  (Aykut tur)80'li yıllarda bile henüz bu İnşaat ve gasp yozlaşması çok başlamamıştı. Marmaris plajının başladığı bugünkü noktadan Batıya doğru en çok 300-400 metre ilerisinde birkaç motel vardı. Daha ilerisiyse  henüz araziydi. .Bugünkü büyük Mehtap Otel o tarihlerde iki katlı küçük bir oteldi, zaten büyük oteller yoktu bile. Atatürk heykeli karşısında bulunan 4 katlı Pina Otel ise en büyük gözde otellerden biriydi, biz bu otelle çalışırdık. Şimdi bu otelin altı çıfıt çarşısı olmuş ,çakmakçı, hamburgerci ,gömlekçi vs. doldurmuş. Marmaris Plajı o yıllarda otellerce sahiplenilmemişti henüz 80 90'lı yıllarda halka açık Özgür alanlardı plajlar. Müteahhit ,talancı kafalı işletmecilerin istilasından sonra yozlaşmanın önü açıldı.

Turizm fetö'cüleri devletin yokluğundan yararlanıp Plajı bile Talan edince yolda yürüyemez hale gelen tatilciler kime şikayet edeceklerini bilemediler. Yerel yönetimler seyirci kaldığından her yıl sorunlar yayılıyordu. Dükkanlarda turistik eşyanın yerini çanak çömlek ,don gömlek almaya başladı Büyük bir Salı Pazarı haline gelen Marmaris'in bu gidişini göremeyen 3 Maymun  yönetimler ve işletmeciler deli gibi kazanç peşindeler. Hiçbir Avrupa ülkesinde turistik yerlerin böylesi vahşi pazar yerlerine dönüştüğünü görmedim. Her gördüğüm ülkede tarih öylesine özenle korunmuş ki kendinizi eski yüzyıllarda sanıyor Çevrenizi Hayret ve özenerek seyrediyorsunuz.

Hiçbir Avrupa ülkesinde kaldırımların caddelerin kıyıların satıcı mafyası tarafından işgal edildiğini göremezsiniz. insana saygı, tarihe saygı ,doğaya saygıyı onlarda fazlasıyla görürken ,ülkemizde "Devletin malı deniz yemeyen domuz "ihanetine ne yazık ki dokunulmaz biçimde devam ediliyor .Yıkılan ormanlara yapılan büyük oteller ise halkla alay edercesine yükselmektedir. Marmaris Böylesi fütursuz bir yozlaşmayı hak etmiyor. ,Çok güzel bir koyda yer alan bu güzel belde gelenlere daima huzur ve mutluluk vermiş, misafirlerinin beyninde ve hatıralarında çok hoş anılar bırakmış güzel bir kasaba iken bağrına zorla  dayandırılmış tıkıştırmalarla bozulmuş,  gözü yaşlı bir gelindir artık .

   1975 yılında şimdiki yat limanında çok  sakin bir ortamda ben ilk sergimi açmıştım ,sanatla bu kente katkım olsun istemiştim. O tarihte Sanat mekanları hiç olmadığından yat limanında yere sererek açtığım bu sergi, halkın ilgisini çekmişti.

  Ama etraftaki zabıtanın da öfkesini getirmişti. Allah'tan ki esnaf dernekleri başkanı bir beyefendi bizi korumaya alıp zabıtaya çıkışta da Sergimi  devam ettirebildim.

   Yani o yıllarda bugünkü gibi kaldırımlar işgal edilemiyordu, zabıta sanat sevmezken işgali de İstemezdi.

   Gönül isterdi ki turistik beldelerdeki bina ve araç yoğunluğundan arınmış pazar yeri görünümünden uzak,tarihi ve ören yerleri tahrip edilmemiş, kıyıları çıkarcıların istilasından kurtulmuş, sakin huzurlu sessiz bir görsel ve içeriye kavuşsun

   Turizmi bir otomobil fabrikası işletme titizliği ile her parçasını özenle ele alıp işlesin. Unutmayalım ki Turizm her milletin parçalarının bir araya geldiği bir dostluk ve Gönül bahçesidir bu gönüller konacak dal bulamazsa Uçar giderler.

Ne dersiniz?

 Marmaris  Marmaris olalı böyle zulüm görmedi, demeyi hak ediyor mu acaba ?