Kamuoyunda TÜRSAB yasası olarak anılan 1618 Sayılı Kanun Yerine Getirilecek Yeni Yasa Taslağına çifte eleştiri geldi.
TÜRSAB’dan çifte açıklama
TÜRSAB Başkan Yardımcıları Davut Günaydın'ın ve Hasan Eker'in, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Yürürlükten Kaldırmayı Planladığı 1618 Sayılı Kanun Yerine Getirilecek Yeni Yasa Taslağı Hakkındaki Eleştirileri
TÜRSAB başkan yardımcısı Davut Günaydın'ın açıklamaları:
"TÜRSAB Dünyanın en büyük turizm örgütüdür"
"Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nden birçok yerde 'dünyanın en büyük turizm örgütlerinden biridir' şeklinde bahsedilmesine rağmen ısrarla şunu söylüyorum, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), dünyanın en büyük turizm örgütüdür. Yaklaşık 51 yıl önce kurulan TÜRSAB, 51 yıldan bu yana Türk turizmindeki bu güzel rakamların mimarıdır. TÜRSAB'daki meslektaşlarım yorulmadan, usanmadan ve hemen hemen kendi çabalarıyla, Avusturalya'dan tutun da Meksika'da Küba'da Arjantin'de ve dünyanın pek çok yerinde pazarlama faaliyetlerini yaptı.
"Seyahat acentaları olmadan turistik faaliyetler olmaz"
Turizmin bir serüveni var, bunu herkese anlatmamız gerekiyor. Ben Türk turizmini yalnızca yurt dışından turist getirmek olarak görmüyorum. Ülkenin içerisindeki tüm turistik faaliyetleri bu statüde değerlendiriyorum. İş dinamiklerinin harekete geçmesinden, yurt dışından turist getirilmesine kadar bu işin tüm sorumluluğu TÜRSAB'da. Bunu küçük örneklerle izah edelim. Yurt dışında ya da yurt içinde bir tur organizasyonu yapıyorsak uçağın, otelin, restorantın ve rehberin sorumluluğunu seyahat acentaları alıyor, paralarını ödüyor. Bütün bu sorumluluk seyahat acentalarının sırtında, herkesin bunu görmesi gerekiyor. Seyahat acentaları olmadan turistik faaliyetler olamaz.
"Turizm kelimesinin geçtiği her yerde türsab olmalı"
Evet teknoloji gelişiyor, online satışlar yapılıyor ancak burada da seyahat acentası olmadan başarı elde edilemez. Dünyadaki bütün turizm otoritelerinin raporlarına bakıyoruz, Turizm faaliyetlerinin artacağı yeni ülkeleri yakından takip ediyoruz, iç turizmde yeni trendleri takip ediyoruz, turizmin tüm çeşitlerini takip ediyoruz ve nasıl geliştirebiliriz diye çalışıyoruz. Turizm kelimesinin geçtiği her yerde mutlaka TÜRSAB olmalı.
Online satışa gelince, araştırma yapıyoruz, acentaları dolaşıyoruz, müşterilerimiz gidip online bilet alıyor fakat değişiklik işlemleri için yine acentalarımıza geliyorlar.
"TÜRSAB tektir, bölünemez"
Yeni bir yasa çalışması var daha doğrusu yasa taslağı enflasyonu var. Turizmle uğraşan, uğraşmayan herkes bu taslaktan bahsediyor. Üyelerimiz içerisinde TÜRSAB'ın başarısızlığı için adeta dua eden insanlar var. Ben bunu anlayamıyorum. 1618 sayılı Kanun revize edilmeli, günün koşullarına göre uyarlanmalı, eksikleri giderilmeli, hepsine katılıyorum. Katılmadığım bir şey var TÜRSAB tektir, bölünemez.
"Böyle bir ayrışmaya girmek Türk turizmine ihanettir"
Bazı kişiler üye aidatları düşüyor diye çok mutlu. Biz üye aidatlarının düşmesi için sürekli yazılar yazdık, hukuki olarak bunu düşürsek ve üyelerimizi memnun etsek diye. Belge fiyatlarının çok ucuz olduğunu söylüyorlar. TÜRSAB her kanun hazırlığında belge fiyatının en az 2 milyon olması gerektiğini söylemiştir, bunun da arkasındayız. Acentaların sorunları belli, rehberlik sorunumuz var bunun çözülmesi gerekiyor. Bunların konuşulma yeri TÜRSAB'dır. Buyurun gelin burası sizin yeriniz, burada neden tartışmıyorsunuz?
Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bu dönemde böyle bir ayrışmaya girmek Türk turizmine en büyük haksızlık ve ihanettir. Hele bu ihanetin üyelerimiz tarafından yapılması da hiç hoş değildir.
"Türk turizminin kaos ve başı boşluğa tahammülü yoktur"
Yeni taslakta bölünüyoruz, kaça bölündüğümüz belli değil. Bu bölünmenin Türk turizmine çok büyük zararları olacaktır. Bu zararlarla ilgili gerekli açıklamaları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Turizmle alakası olmayan bazı kişilerin otorite gibi davranıp, birtakım kararların alınmasında hızlandırıcı rol üstlenmeleri bizi üzüyor. Kaos ve başı boşluğa Türk turizminin tahammülü yoktur. Turizmi 12 aya nasıl yayacağımızı, kişi başı geliri nasıl yükselteceğimizi konuşacağımıza, TÜRSAB'ı nasıl böleriz diye konuşuyoruz. Meslektaşlarımız ellerinde çantalarıyla ülke ülke dolaşıp bu ülkeye turist getirmeye çalışırken, iç turizmde tur operatörlerimiz bütün riskleri alıp Türk turizminin iç dinamiklerini harekete geçirmeye çalışırken bu bölünmeyi konuşmamız bana göre hoş bir durum değildir.
"Seyahat acentaları olarak devletimizden ciddi destek bekliyoruz"
Merak ettiğim çok önemli bir husus var. Biz TÜRSAB olarak bu yasa taslağının üzerinde 2011'den beri çalışıyoruz. Sayın Bakanımızın da defalarca katıldığı ve en kısa zamanda çıkacak dediği yasa birden rafa kaldırılıp neden böyle bir bilgi kirliliğiyle karşımıza çıktı bunu da gerçekten çok merak ediyorum. Sağduyulu olarak düşünmek lazım, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek lazım. Devletimizden iç ve dış turizmi geliştirebilmek için seyahat acentaları olarak çok ciddi destekler bekliyoruz. Sayın Bakanımızın da sektörün menfaatini göz ardı edeceğine ben inanmıyorum. En kısa sürede TÜRSAB'ın ve gerçek sektör temsilcilerinin olduğu insanlarla güzel bir yasa hazırlanacağı inancı içerisindeyim. Yüzüncü yılda güzel rakamlar çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği hedefler de yüksek. Bu hedeflere ulaşmak için bölücü olmaktan çok birleştirici olmak gerekiyor.
"Yasa taslağında belirsiz olan birçok nokta var"
Yasa taslağında muğlak olan birçok nokta bulunuyor ve bunlardan birisi de denetimle ilgili. Zaten biz bu denetimi T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı İl temsilcileriyle birlikte yapıyoruz. Son yıllarda çok ciddi başarılar elde edildi. Özellikle kaçak faaliyetlerin sona ermesi için eskisinden daha çok birlikte çalışmamız gerekiyor. Çok ciddi yaptırımlar koymamız, bunun için de yasaya madde eklememiz gerekiyor.
"Seyahat acentalarının transfer yetkisinin elinden alınması yanlış bir uygulama olur"
Seyahat acentalarının münhasır hizmetleri vardır, bunlardan bir tanesi de tansferdir. Oteller transfer yapabilir diye konuşuluyor. Tüm fikirlere saygı duyuyorum. Ancak eğer bugün ülkemiz turizmde ilk 11'de yer alıyorsa, dünyanın ileri gelen turizm destinasyonları ülkemizde bulunuyorsa ve Türkiye, turizm otoritelerinden biriyse birtakım kuralları da koyması gerekiyor. Ülkemizde şu andaki altyapı bana göre otellerin transfer yapmasına uygun değil. Zaten seyahat acentaları bu açığı fazlasıyla kapattılar. Elimizde çok ciddi araç filoları var. Çok lüks, kaliteli ve turistin hem seyahat hem transfer konusundaki tüm isteklerini yerine getirebilecek bir araç ağımız var. Bunu birden iptal edip, yetkiyi başka yere vermenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Taşımacılık işinden binlerce insan da ekmek yiyor.
"Herkes ayrı bir oluşum içine girerse kaos oluşur, haksız rekabet ortaya çıkar"
Herkes ayrı bir oluşum içine girerse bunun adı birlik olmaz. Her önüne gelen bin tane acentayla birlik kurmaya çalışırsa burada birlik olmaz, kaos olur. Bu kaosun da acentalara haksız rekabeti getirir. Birliğin amacı ise herkesi kontrol edip bunun olmasının önüne geçmektir. Yeni yasa ile böyle bir durum oluşursa bölgecilik de ortaya çıkar. Belki bin tane acentanın olduğu bölgede işlem yapmak istiyorsanız buradaki acentalarla işlem yapacaksınız diyebilirler. Bu durum hem ülkemiz hem turizmimiz açısından hoş olmayan soru işaretlerini yanında getiriyor.
"Böyle bir yasanın çıkacağına inanmıyorum"
Bu yasa henüz taslak. Sayın Bakanımızın da engin turizm tecrübesini bildiğim için konuşuyorum. Bütün taraflarla konuşup herkesi memnun edecek, daha doğrusu Türk turizminin önünü açacak birtakım değişiklikleri çıkaracağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da vizyonu geniş, turizme çok önem veriyor. Dış ödemeler dengesini sıfırlamanın en önemli enstrümanlardan birisi turizmdir. O nedenle böyle bir yasanın çıkacağına inanmıyorum."
TÜRSAB başkan yardımcısı Hasan Eker'in açıklamaları:
"TÜRSAB'IN birlik yapısının bozulmasının kimseye bir faydası olmaz"
"TÜRSAB olarak biz 50 yıllık bir birliğiz ve bu döneme 50 yıllık tecrübelerle geldik. TÜRSAB 1969'da 3 tane derneğin bir araya gelmesiyle ve 3-4 yıllık bir mücadele ile 1972'de yasa haline geldi. Dolayısıyla TÜRSAB'ın birlik yapısının bozulmasının kimseye bir faydası yok. Birlik yapısı bozulursa gerek tüketici, gerek kamunun sektörü yönetmesi, gerekse diğer sektör paydaşları, üyelerimizle ilişkiler ve yurt dışı paydaşları ile iletişim bazında çok büyük sıkıntılara yol açacaktır. Dolayısıyla biz bu birlik yapısının bozulmasına karşıyız.
"Alt birliklerin ihtisas başkanlıkları altında kurgulanmasını öneriyoruz"
Birliğin yapısının bozulmasıyla birlikte iletişim sorunlarının ve yasal sorunların ortaya çıkması, çatışmaların, çakışmaların baş gösterecek olması nedeniyle tüm taraflar zarar görür. Bizim önerimiz, birlik yapısının ihtisaslarda alt birlikler olarak kurgulanması. Birlik isteyenlerin sorunlarını ihtisas başkanlıkları ile çözmeyi öneriyoruz. Bunların bütçeleri olabilir, seçimleri kendi içlerinden olabilir. Kendi başkanlarını seçebilirler ve bakanlıklarla direkt görüşme yetkisi verebiliriz. Bireysel olarak bakanlıklara önerge verebilirler. Ayrı birlikler halindeki yapılanma, ihtisas başkanlıkları nezdinde yasal olarak kurgulanabilir. Alt birlik yapılanmalarının ihtisas başkanlıkları altında toplanarak yapılmasını öneriyoruz."
"Birlik yapısı bozulursa kamunun sektörle iletişimi zedelenir"
TÜRSAB'ın birlik yapısının bozulması kamuyu da zorlar. Kamu bir sorun olduğunda kimden bilgi alacak? Herhangi bir birlik kamuya bir bilgi ilettiğinde, bu bilginin doğruluğunun diğer birliklerden de teyit edilmesi gerekir. Yani bir konuda iki birlik ayrı görüş belirttiğinde, kamu da o konuda bir gelişim ve yol alma sağlayamayacaktır. Dolayısıyla bu da kamunun sektörle iletişimini önemli ölçüde etkileyecektir.
"Türsab'ın bölünmesi telafi edilemez sonuçlar ortaya çıkarabilir"
Sektör olarak 7-8 tane sorunumuz var şu an ancak bu yasa aceleye gelmemeli. Bizim sorunlarımız bir yönetmelikle çözülebilecek şeyler. Elli yıllık bir birlik yapısını, TÜRSAB'ın da mevcut yönetimiyle mutabık kalmadan değiştirmek, telafi edilemez geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bunu biraz zamana bırakalım, iyice olgunlaştıralım, turizm bakanlığı ile TÜRSAB arasında daha sağlam bir iletişim kurarak bunu zaman içerisinde çözelim. Çok aceleye getirilmiş bir yasa.
Yasanın diğer maddeleriyle ilgili bakanlıkla birçok konuda hemfikiriz. Biz de aidatların düşmesini istiyoruz. Aidatların düşmesi ve diğer birçok konuda Bakanlıkla aynı fikirdeyiz. Ancak TÜRSAB'ın bölünmesi, bu üniter yapının bölünmesi konusuna karşıyız. En önemlisi de bu.
"Transferle ilgili kısıtlamalar seyahat acentacılığı tanımına aykırı"
Transfer işi, seyahat acentalarının iş tanımındaki ana unsurlardan bir tanesi. İçinde transfer ve konaklama hizmeti olan bir hizmet, seyahat acentacılığı hizmeti olarak tanımlanıyor. Bu nedenle transferle ilgili bir kısıtlama getirilmesi işin temeline aykırı olur. Bu konunun da tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Bu konular bir şekilde yönetmelikle kolayca çözülebilir. Konuyla ilgili sıkıntı varsa ele alıp tüm ilgilileri memnun edecek şekilde çözebiliriz.
"TÜRSAB'ın bölünmesi düşünülemez"
Bu konular tekrar gözden geçirilmeli ancak bizim ana konumuz TÜRSAB'ın üniter yapısının, birlik yapısının değişmemesi. Biz bir çatı yasayla otellerin, rehberlerin ve acentaların tek bir koordinasyon yasaya ihtiyaç olduğunu söylerken, seyahat acentaları birliğinin beş parçaya bölünmesi düşünülemez. Aynı işi beş parçaya bölmek 5 tane TOBB yapmak gibi olur. İşin temeli bölünme konusu. Üniter yapı değişirse geri dönüşü mümkün olmaz.
"Cumhurbaşkanımızın birlikten yana olduğunu düşünüyorum"
Ben Cumhurbaşkanımızın bu konuda bölünmeden çok birlik olmanın ve kaynakların dağılmasından çok birleştirilmesi görüşünde olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanımızın da bu bölünmeye sağlıklı bakacağını sanmıyorum. Çünkü Cumhurbaşkanımız birlikten ve kaynakların verimli kullanılmasından yana. Bu kamuda da masraflar çıkartır. Denetimin Valilikler ve Kültür Müdürlükleri tarafından yapılacağı söyleniyor. Devlet neden buna para ödesin? Biz denetimleri yıllardır üyelerimizin ödediği aidatlarla yapıyoruz. Sektör de bundan memnun. Bu durum kamuya ek yük getirecektir. Bu noktada da cumhurbaşkanımızın uygun görmeyeceğini düşünüyorum. Gelişmiş toplumlarda STK'lara daha fazla yetki verildiği göz önünde bulundurulursa, Cumhurbaşkanımızın bu yönde destek olacağına yürekten inanıyorum. Bölüne bölüne yok oluruz, bölüşe bölüşe tok oluruz."